Doğumum Nasıl Olmalı ?

Doğumum nasıl olmalı ?
Normal doğum ve sezaryen hangi durumlarda yapılır? 

Doğum herhangi bir gerekçe yoksa normal yoldan olmalıdır. Halk arasında normal doğum olarak adlandırılan vajinal doğum kadınlara %75-80’inde rahat bir şekilde gerçekleşecektir. Geri kalan kısmında ise değişik nedenlerde dolayı sezaryen gerekecektir. Sezaryen nedenleri arasında anneye, bebeğe ve plasentaya (çocuğun eşi) ait nedenler sayılabilir. Daha önce sezaryen ile doğum yapmış olmak mutlak olmasa bile bir sezaryen endikasyonu sayılmaktadır. Sezaryen sonrası normal doğum da olabilir. Ancak rahimin doğum ağrıları başlamadan veya doğum ağrıları sırasında yırtılma riski vardır. Bu nedenle sezaryen sonrası normal doğum düşünen kadınlarda çok dikkatli bir takip gerekir.

Anneye ait sezaryen nedenleri arasında kemik çatının (pelvisin) çok dar olması, doğumsal kalça çıkığı mevcudiyeti, herpes virus enfeksiyonu ve bazı sistemik hastalıklar sayılabilir. Annenin leğen kemiği ve bebeğin başı arasındaki uyumsuzluk (sefalopelvik disproporsiyon), doğum ağrılarının etkin olmasına rağmen bebek başının inmemesi (ilerlemeyen eylem), fetal distress diye adlandırılan ve bebeğe az kan ve oksijen gitmesi, bebeğin baş gelişi dışındaki diğer vücut bölgeleri ile gelmesi (makat gelişi ve yan duruşlar), plasentanın bebeğin çıkacağı rahim ağzını kapatması (plasenta previa), ve plasentanın erken ayrılması (plasental ablasyon) gibi durumlar ise bebeğe ve plasentaya ait sezaryen nedenlerini oluştururlar.

Normal doğum ise yukarıda sayılan bu nedenlerin olmaması durumunda denenmelidir. Normal olarak planlanan her doğumun normal olarak bitmesi mümkün olmayabilir. Doğum süreci içinde bazı endikasyonlar ile sezaryen yapmak gerekebilir. Normal doğum için anne adayının gebeliği sürecinde iyi bir şekilde bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekir. Ancak bu şekilde yersiz korkular ve endişeler giderilebilir. Normal doğum esnasında ağrının azaltılması amacı ile damardan ağrı kesiciler uygulanabileceği gibi epidural anaestezi de yapılabilir. Epidural anestezi ile yapılan doğumlarda anne çok az ağrı hisseder. Ancak epidural anestezi annenin ıkınma hissini azaltacağından bebeğin başının çıkarılması için forseps veya vakum gibi yardımcı yöntemlere gereksinim artabilir.

 

Doğumum Yaklaştı

Doğumum yaklaştı, neler yapmalıyım ?
Normal doğum gebeliğin 38-42. haftaları arasında olur. Gebelerin %10’nunda ise daha erken gebelik haftalarında doğum başlayabilir. Sezaryen hastanın veya doktorun yönlendirilmesi ile yapılacak ise veya mükerrer adı verilen ve daha önce sezaryen ile doğum yapmış olan bir gebeye tekrar sezaryen yapılacaksa işlem 38-39. haftalar arasında planlanır.Gebeliğin son haftalarına doğru rahimde Braxton-Hicks kasılmaları adı verilen kasılmalar olur. Bu kasılmalar rahim ağzının yumuşaması için hazırlık kasılmalarıdır. Bazen sık ve ağrılı olabildikleri halde genelde düzensizdirler. Gebelerin bir kısmında son haftalarda halk arasında nişan atılması adı verilen rahim ağzındaki tıkacın atılması gerçekleşebilir. Bu çamaşırda kanlı ve sümüklü bir leke bırakır. Genellikle doğumun başlayacağının habercisidir.

Doğumun habercileri kasılmaların düzenli olarak gelmesi veya su kesesinin açılmasıdır. Gerçek doğum ağrıları araları giderek sıklaşan ve belden kasıklara doğru gelen ağrılardır. Bu kasılmalara hafif bir vajinal kanama da eşlik edebilir. Kasılmalar 10 dakikada birin altına indiğinde hastaneye gitmekte yarar vardır. Su kesesinin açılması durumunda ise hemen hastaneye gidilmelidir.

Gebeliğin son zamanlarında bebek hareketlerinde bir miktar azalma olması normaldir. Ancak hareketler belirgin olarak azalırsa veya bebek hiç hareket etmiyorsa mutlaka doktorunuza haber verin. Bebeğin hareketlerini takip etmenin en iyi zamanı akşam yemeğinden sonradır. Yemekten 30 dakika sonra sol yanınıza yatarak bebeğin tüm hareketlerini sayın. Eğer 2 saat içinde bebek 10 defadan az hareket ederse doktorunuza haber verin.

Doğum için hastaneye giderken yanınıza kişisel eşyalarınızı alın. Bebeğiniz ile ilgili her türlü gereksinim hastane tarafından karşılanacaktır. Sadece taburcu olurken giydireceğiniz bir tulum almanız yeterli olacaktır.

Sezaryen planlanmış gebeler bir gece önce saat 24:00 ten itibaren herhangi bir şey yememeli ve 03 00-04 00 den itibaren de bir şey içmemelidir.

Yanlış İnanışlar

Gebelikle İlgili Yanlış İnanışlar

 

Gebeler güvenlik kapılarından geçemez

-Güvenlik kapıları metal detektörü barındırırlar. Herhangi bir röntgen ışın söz konusu değildir. Bu nedenle güvenlikkapılarından geçmek sakıncalı değildir. 

Cep Telefonları, Bilgisayar, ve Mikrodalga Fırınlar-

Gebelik sürecinde cep telefonu ile konuşmak, bilgisayar veya mikrodalga fırın kullanmak sakıncalı değildir. 

Sinek İlaçları 

-Gebelik sırasında sivrisinek için tabletler veya sıvı şeklinde insektisidler kullanılabilir. Sprey şeklinde cilde sıkılan sivrisinek kovucuların zararı gösterilmemiştir. 

Gebelik ve Seyahat 

-Gebelerin hava, deniz veya karayolu ile seyahat etmeleri sakıncalı değildir. Gebelerin son 4 haftaya kadar otomobil kullanmalarında sakınca yoktur. Emniyet kemerlerinin ise mutlaka bağlanması gerekir. Havayolu ile seyahat edecek olan gebelerden 26. haftadan sonra sakıncalı olmadığına dair doktor raporu gerekmektedir. Uçak yolculuğunun 3 saatten daha kısa olduğu durumlarda ve gebelik ile ilgili herhangi bir risk faktörü yok ise yolculuk sırasında hareket, bol sıvı alınması ve baldır egzersizleri yeterlidir. Yolculuğun daha uzun sürdüğü durumlarda ise bunlara ek olarak diz altı varis çorabı giyilmesi gerekir. Risk faktörleri taşıyan gebelerde ise yolculuktan 3 gün önce bebek aspirin başlanması veya yolculuk günü ve ertesi gün düşük dozda heparin verilmesi önerilmektedir. Deniz yolu ile seyahat edecek olan gebelerde özellikle ilk 3 ay içinde bulantı ve kusmaların artabileceği bilinmelidir. Bunun dışında deniz yolu ile seyahat etmek sakıncalı değildir. 

Gebelik ve cinsellik 

-Kanama veya erken doğum tehdidi gibi durumlar olmadığı takdirde gebeliğin son 3 haftasına kadar cinsel ilişkide bulunmanın herhangi bir olumsuz etkisi gösterilmemiştir. Gebelik sırasında orgazm olmanın erken doğumu başlatacağı şeklindeki inanç ise tamamen yanlıştır. 

Gebelik ve beslenme 

-Gebelikte beslenme kuralları gebe olmayan kadınlardaki sağlıklı beslenme gibidir. Bebeğin gelişimi için gerekli olan üç ana yapı taşının dengeli olarak alınması gereklidir. Bunlar protein, kalsiyum ve vitamin-mineral gruplarıdır. Proteinlerin ana kaynağı hayvansal besinlerdir. Esansiyel olarak adlandırılan amino asitlerin hepsini içermemelerine rağmen bitkisel proteinler de hayvansal proteinlerin yerini kısmen tutabilir. Vejetaryenlerde gebeliğin seyri genellikle normaldir. Kırmızı et yenmesi şart değildir ve tavuk ve balık kırmızı etin yerini tutabilir. Balık haftada iki defa yenebilir. Denizde uzun süre yaşayan büyük balıkların etlerinde bazı ağır metalleri biriktirdikleri için bunların çok sık yenmesi önerilmemektedir. Kalsiyum kaynağı olarak süt ve süt ürünlerinin bebeğin kemik gelişimini karşılamaları için yeterli miktarda alınmaları gerekir. İlerleyen gebelik haftalarında günde ortalama 400 mg kalsiyum alınması gereklidir. Çoğul gebeliklerde bu miktar artar. Günde iki su bardağı süt içilmesi, bir küçük kâse yoğurt yenmesi ve iki kibrit büyüklüğünde peynir yenmesi ile bu miktarda kalsiyumu alma olanağı vardır. Süt ve süt ürünlerinin yarım yağlı veya yağsız yenmesinin herhangi bir zararı yoktur. Gebelik sırasında günde 1–2 bardak açık çay, 1 bardak kahve ve 1 bardak kola içilebilir. Sosyal bir ortam olduğunda az miktarda alkol alınmasının bebeğe herhangi bir zararı yoktur. Pişmiş olarak şarküteri yenmesinin zararı yoktur. Çiğ ve az pişmiş etten uzak durulmasında yarar vardır. Sushi yenebilir. 

Gebelik ve Spor, 

-Spor yapılmasının gebeliğin seyrini olumsuz olarak etkilediğine dair herhangi bir kanıt yoktur. Profesyonel sporcularda bile gebelik genelde normal seyreder. Uzun mesafe koşucularında gebelik süresince spora devam edildiği durumlarda bile normal gebelik sonuçları bildirilmiştir. Aksine bir gereksinim (kanama, erken doğum riski, çoğul gebelik, yüksek tansiyon, kalp hastalığı gibi) olmadığı takdirde spora devam edilebilir. Yer hareketleri, hafif ağırlık çalışmaları, yüzme, tenis gibi sporlar yapılabilir. Koşu bandı, bisiklet, kürek çekme yapılabilir 

 

Gebe Kaldım

Gebe Kaldım, Ne Yapmalıyım ?

Öncelikle tebrikler. Hayatınızın en güzel ve en heyecanlı deneyimlerinden birine hazır olun. Gebelik fizyolojik bir olaydır ve önemli bir gerekçe olmadıkça hayatınızı olumsuz olarak etkilemeyecektir. İlk muayene ne zaman olmalı? İlk muayene gebeliğin 6. haftasında yapılmalıdır. Daha önce yapılan muayenelerde bebek ve kalp atımları görülmeyebilir. Gebelik yaşı son adetten itibaren hesaplanır. Neleri yapmam sakıncalı? Gebelikte sigara içilmesi ve alkol alınması sakıncalıdır. Kafein içeren çay, kahve ve kolalı içeceklerden ise az miktarda tüketilmelidir. 

Neler yapabilirim? Gebelik sırasında aşağıdakilerin yapılmasında veya kullanılmasında sakınca gösterilmemiştir. 

• Cinsel ilişkide bulunmak-Gebeliğin son 3 haftasına kadar 

• Spor yapmak-At binmek ve tüple dalmak dışında 

• Denize ve havuza girmek 

• Güneşlenmek-En az 30 numara koruyucu faktörlü bir güneş kremi kullanın 

• Bilgisayar kullanmak 

• Cep telefonu kullanmak 

• Mikrodalga fırın kullanmak 

• Güvenlik kapılarından geçmek 

• Otomobil kullanmak–2 saatte bir mola vermekte yarar vardır 

• Uçakla yolculuk yapmak-Gebeliğin 26. haftasından sonra doktor raporu gerekir 

• Prize takılan sinek ilaçlarını kullanmak 

Erken gebelik döneminde beslenmem nasıl olmalı? Sağlıklı beslenin yeterli. Bu dönemde kalori artırılmasına gerek yoktur. Şişmanlatıcı (yağlılar, kızartmalar, hamur işleri, tatlılar, fast food’lar) besinlerden uzak durun. Bunlar zaten bebeğiniz için yararlı öğeler içermezler. Bulantı ve kusmalara bağlı canınız yemek istemiyorsa kendinizi zorlamayın. Bu dönemde kilo vermenin sakıncası yoktur. 

Vitamin ve demir kullanmalı mıyım? Eğer doktorunuz size daha öncesinden folik asit vermemiş işe şimdi başlamakta yarar vardır. Multivitamin de kullanabilirsiniz. Demir hapları gebeliğe kansız başlayan kadınlarda veya 26. haftadan sonra kanı azalmış olan kadınlarda gereklidir.

 

Gebe Kalmayı Planlıyorum

Gebe Kalmayı Planlıyorum, Ne Yapmalıyım ?

Gebelik planlayan kadınların sağlıklı bir yaşam biçimini gebelik öncesinde benimsemelerinde yarar vardır. Gebelik planlayan kadınlar iki gruba ayrılabilir. Gebelik öncesinde bilinen bir kronik hastalığı olanlar ve tamamen sağlıklı olan kadınlar. Gebelik öncesinde kalp hastalığı, böbrek hastalığı, astım, epilepsi (sara) ve benzeri kronik rahatsızlıkları olan kadınların mutlaka doktorları ile yakın temasta olup hastalıklarının kontrol altında olduğu bir dönemde gebe kalmaları önerilir. Sağlıklı kadınlarda ise gebelik öncesinde aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir: Sigara içiliyorsa bırakılmalı veya günde 5 tanenin altına düşürülmelidir. 

Gebeliğe ideal kiloyla başlamak için aşırı kilosu olan kadınların doktor kontrolünde kilo vermeleri gebelik sırasında ortaya çıkabilecek bazı komplikasyonların (ör. Gebelik tansiyonu (preeklampsi) ve gebelik şekeri) azaltılması yönünden önemlidir. 

Gebelik öncesinde Kızamıkçık testi, Hepatit B taraması ve kan sayımı yapılmasında yarar vardır. Kızamıkcık enfeksiyonu ile hiç karşılaşmamış veya daha önce aşılanmamış olan kadınların aşılanması önerilmektedir. 

Ailesinde veya kendisinde Akdeniz anemisi, orak hücreli anemi, kistik fibrosis ve benzeri kalıtsal hastalıkları olan veya bu hastalıklar için taşıyıcı olan kadınların eşleri ile beraber değerlendirilmeleri ve genetik danışmanlık almaları gerekir. 

Gebelik planlayan kadınların bebeklerinde nöral tüp defekti adı verilen ve omurganın tam kapanmamasına bağlı olarak gelişen anomalilerin engellenmesi için günde 400 mikrogram folik asit kullanmaları önerilmektedir. Daha önceki gebeliklerinde bu şekilde bir bebek taşımış olan kadınlarda ise günlük folik asit dozu 4 gram olmalıdır.

 

Gebelik

Tanım, Yapılma Nedenleri

Tanım, yapılma nedenleri
Laparoskopi karın içinin bir endoskop ile gözlenmesi işlemidir. Laparoskopi önceleri sadece tanısal bir araç iken bugün neredeyse jinekolojik operasyonların tamamı laparoskopi ile yapılabilir hale gelmiştir.

Kimler uygun?

Genel durumu ameliyata elverişli olan herkeste laparoskopi yapılabilir. Ağır solunum veya kalp problemleri olanlarda işlem sırasında baş aşağı posizyon kullanıldığından laparoskopi tercih edilmeyebilir. Çok aşırı şişmanlık veya geçirilmiş batın ameliyatları (özellikle mükerrer ise) varlığında laparoskopi yapılması tenkil güçlük arz edebilir.

Avantajları nelerdir ? 

Laparoskopi ile günümüzde artık açık ameliyatların çoğu yapılabilmektedir. Laparoskopinin avantajları;

1) çoğu zaman ayaktan yapılabilmesi;

2) cilt üzerindeki kesilerin çok daha küçük olması (0.5-1 cm);

3) ameliyat sonrası daha az ağrı hissedilmesi;

4) işe geri dönmenin daha hızlı olmasıdır.

İçeride yapılan operasyonun boyutu açık cerrahi ile aynıdır.

 

Myom Tedavisi

Myom Tedavisi 
Rahimin içine doğru büyümüş myomlar (submüköz) da polip benzeri şikâyetler ile hekime başburabilir. Tanı ve tedavisi polip ile benzerdir. Polipden farklı olarak büyük myomlarda (çapı 2 cm’den büyük) histeroskopi öncesi hazırlayıcı tıbbi tedavi vermek gerebilir. 2-3 aylık adetden kesme için yapılacak depo enjeksiyon sonrası (Lucrin depot; Zoladex) hem myom %40’lara varan oranlarda küçülebilir hem de eğer kansızlık (anemi; hemoglobin düşüklüğü) var ise operasyon öncesi ağızdan demir tedavisi ile kansızlık düzeltilmiş olur.
Rezekteskop yardımı ile 1 veya 2 seansta myom, tecrübeli ellerde etkin olarak çıkartılabilir. Büyük, rahim içine geniş tabanlı yerleşik myomlarda, ilk cerrahiden 1-2 ay sonra yapılacak 2. bakış histeroskopisinde hem artık kalan myom temizlenmesi hem de ilk cerrahiye bağlı yapışıklık gelişmiş ise düzeltilmesi mümkün olabilir.
Geniş tabanlı, hem rahim içi (submüköz) hem de rahimin kas tabakasına doğru (intramural) yerleşik myomların çıkartılması cerrahi deneyim isteyen uygulamalardır. Ayaktan yapılan müdahale sonrası, hasta işlemden 1-2 saat sonra taburcu olabilir. 1-2 gün istirahat sonrası işe dönmek mümkün olabilmektedir.

Polip

Endometrial polip nedir
Rahim içi polip rahim iç tabakasından (endometrium) gelişen lezyonlardır.Rahim içi polip en sık rahimin fundus bölgesinde gelişirler.Endometrial(rahim içi) polip gelişiminde estrojen hormonunun etkisi olduğu düşünülmektedir.
Polip Patoloji
Endometrial poliplerin stromasında belirgin kan damarlarının oluşturduğu merkezi çekirdeği çevreleyen glandüler proliferasyonla karakterizedir.
Rahim polip
Rahim içi polip sıklığı rahim biyopsisi ve rahimi alınan kadınlarda yapılan incelemelerde %10-20 oranında poliplere rastlandığı gösterilmiştir.Endometrial polip 20 yaşın altında kadınlarda görülme olasılığı azdır.Polipler 40-50’li yaşlarda daha sık gözükür.Poliplerin %60’ı menopoz öncesi(premenopoz)dönemlerde gözükür.
Polip Belirtileri
Polip belirtileri:poliplerin coğu asemptomatiktir.Yani çoğu herhangi bir belirti vermezler.Rahimde polip olan kadınlarda en sık belirti düzensiz vajinal kanamalardır.Anormal vajinal kanaması olan kadınlarda yapılan araştırmalarda %30’unda polipe rastlanmıştır.
Polip Gebeliğe Engel mi
Polipler üreme çağında sık görülen lezyonlardır.İnferil populasyonda sık rastlanırlar.Polipler rahim içinde değişik boyutlarda ve değişik sayılarda ve değişik yerlerde gelişebilirler.Poliplerin biyolojik karekterleri,poliplerin patolojik özellikleri ve polip oluşturan etkenler poliplerin üreme üzerine etkilerininden sorumlu olabilirler.Polipin kendisi ya direkt etkileri ile yada polip üreten faktörlerin indirekt etkileri ile üreme üzerine olumsuz etkilerde bulunurlar.Teorik olarak polipler gebeliğin oluşmasında olumsuz etki olarak şunlarala katkıda bulunabilirler;
-düzensiz rahim içi kanamalar yapmaları
-inflamatuar endometrial cevap oluşturmaları(ria benzeri)
-sperm geçişinde obstriktif defekt oluşturma olasılığı
-embriyonun rahime tutunmasında fiziksel ve endokrin(glycodelin molekülü) engel oluşturma
-embriyo tutunması ve gelişmesine olumsuz mikro çevre etkisi
Yukarıda sıralan etkilerinden dolayı rahim içi poliplerin hamileliğe engel oluşturabilirler.
Polip Tanı
Endometrial polip tanısı basit bir ultrason muayenesi ile konulabilir.Polip tanısı için şu yöntemlerden yararlanılabilir;
-SİS(Serumlu rahim incelenmesi)
Sis yöntemi yüksek doğruluk oranı,güvenli,hızlı ve minimal invaziv etkisi nedeniyle polip tanısında kullanılan bir tanı yöntemidir.
-HSG(rahim filmi)
Rahim polip tanısında rahimde dolma defekti şeklinde polipler gözükebilirler.
-Histeroskopi
Polip histeroskopi tanısı hem tanı hemde tedavi açısından en önemli araçtır.Histeroskopi ile polipler tespit edilerek aynı seansda alınırlar.
-MR
Polip tanısında mr rutin olarak kullanılan bir tanı aracı değildir.
Polip Tedavisi
Polip tedavisi polipin cerrahi olark çıkartılmasıdır.
Polip Ameliyatı
Endometrial polip tedavisi polipin cerrahi olarak çıkartılması ile yapılır.Polip şu yöntemlerle çıkartılabilir
-Küretaj(D&C)
-Histeroskopik polip rezeksiyonu
-Transvajinal ultrason eşliğinde polip çıkartılması

 

Rahim İçi Yapışıklıklar

Asherman Sendromu – Rahim İçi Yapışıklık
Rahim iç kısmında meydana gelen yapışıklıklar intrauterin sineşi olarak adlandırılırlar. Hastalık, tabloyu ilk kez 1948 yılında “travmatik amenore” ismiyle tanımlayan Dr. Joseph G. Ashermanın anısına ithafen Asherman Sendromu da olarak adlandırılmaktadır.
NEDEN OLUR?
Asherman sendromu gelişmiş ülkelerde çok sık karşılaşılan bir problem değildir. Bu ülkelerde sendroma yol açan en önemli faktör rahim içine uygulanan cerrahi girişimlerdir. Bu girişimlerden en sık uygulanan ise gebelik sonlandırılması yani kürtajdır. Özellikle işlem sırasında bir enfeksiyon varsa, kürtaj sonrası enfeksiyon ortaya çıkarsa ya da içeride parça kalırsa rahim içinde nedbe dokusu oluşma ve yapışıklık meydana gelme riski artar. Özensiz ve eski tekniklere göre uygulanan işlemler de endometrium tabakasının derinliklerine zarar vererek yapışıklık olma riskini arttırır. Yapılan bir çalışmada içeride parça kalması nedeni ile yeniden kürtaj yapılmak zorunda kalan kadınlarda Asherman Sendromu görülme oranının %40a kadar çıkabileceği gösterilmiştir. Öte yandan myomektomi ve hatta sezaryen gibi operasyonları takiben de asherman sendromunun geliştiği bildirilmiştir.
Cerrahi bir girişim olmaksızın da Asherman sendromu gelişebilir. Özellikle şiddetli pelvik iltihabi hastalığın bu duruma neden olabileceği gösterilmiştir. Gelişmiş ülkelerde neredeyse hiç görülmeyen ancak ülkemizin de dahil olduğu gelişmekte olan ya da geri kalmış ülkelerde sıkça karşılaşılan bir başka neden de tüberküloz yani verem hastalığıdır. Akciğerlerden kan yolu ile pelvik bölgeye gelen verem enfeksiyonu hem tüplerde hem de rahim içinde yapışıklıklara neden olabilir. Benzer şekilde schistosomiasis adı verilen bir parazit enfeksiyonu da nadir görülen diğer bir nedendir.
BELİRTİLERİ
Daha önceden herhangi bir yakınması olmayan bir kadında aşağıdaki bulguların kürtaj işleminden sonra ortaya çıkması durumunda Asherman sendromu ilk planda akla gelmelidir
Adet kanamalarının kesilmesi (amenore) (%42 olguda)
Adet kanaması miktarının azalması
Kısırlık (%63 olguda)
Tekrarlayan düşükler
TANI
Yukarıdaki yakınmaların varlığında ve öyküde geçirilmiş kürtaj saptanması durumunda Asherman sendromundan şüphelenilir. Jinekolojik muayenede herhangi bir anormal bulguya rastlanmaz. Rutin ultrasonografide endometrium normale yakın görülebilir ancak rahim içine sıvı verilerek yapılan ultrasonografide rahim boşluğu içindeki yapışıklıklar görülebilir. Kesin tanı çekilecek olan bir histerosalpingografi (HSG, rahim filmi) ile konur.
TEDAVİ
Asherman sendromu kısırlığa ya da adetlerin kesilmesine neden oluyor ise tedavi edilmelidir. Hastalığın tedavisi cerrahidir ve yapışıklıkların kesilmesi şeklinde uygulanır. Bu işlem ancak histeroskopik yöntem ile mümkündür.
Bazı çok ince ve yüzeysel yapışıklıklar rahim ağzının genişletilmesi sırasında ya da yapılacak olan ikinci bir kürtajla açılabilir. Ancak bu tedavi yaklaşımı histeroskopinin olmadığı eski dönemlere ait bir uygulamadır ve modern jinekoloji ile kısırlık tedavilerinde yeri kalmamıştır.
Skar dokusu yani yapışıklar açıldıktan sonra yeniden oluşmasını engellemek amacıyla belirli bir süre için spiral ya da balon konularak kavitenin dolu olması sağlanır. Bu sırada endometrium tabakasının gelişmesi ve tüm rahim içini kaplaması için hastaya östrojen hormonu verilir.
TEDAVİNİN KOMPLİKASYONLARI NELERDİR?
Histeroskopik cerrahiye bağlı olarak kanama, rahimde delinme ve pelvik enfeksiyon görülebilir. Ancak bunlar çok nadir karşılaşılan sorunlardır. Histeroskopik cerrahi hastanede yatmayı gerektirmeyen hatta bazı durumlarda muayenehane şartlarında anestezi dahi gerektirmeyen bir cerrahi tekniktir.
Asherman sendromunun en önemli komplikasyonu tedavinin başarısız olması ve durumun tekrarlamasıdır. Yapışıklıkların açılarak endometriumun bir gebeliği taşıyacak hale gelebilmesi için birden fazla sefer histeroskopik girişim gerekebilir ve bu hastaların önemli bir kısmında gebelik için yardımcı üreme tekniklerine başvurmak gerekli olabilir. Kliniğimizde tüberküloza bağlı intaruterin sineşi nedeni ile 6 kere histeroskopi ve mikroenjeksiyon tedavisini takiben sağlıklı bir kız çocuk dünyaya getiren hastamız mevcuttur.
Yapışıklıkların çok yoğun olduğu ve rahim içindeki boşluğun tamamen kapalı olduğu durumlarda tedavi mümkün olmayabilir.
Yapılan çalışmalarda kürtaja bağlı Asherman sendromu gelişen olgularda histeroskopi ile sineşi açılmasını takiben gebelik oranının %42, canlı doğum oranının ise %32 civarında olduğu görülmüştür. Ancak bu olgular plasentanın rahimin kas tabakasına doğru ilerlemesi olarak tanımlayabileceğimiz placenta accreta ve buna bağlı doğum sonrası kanama problemleri açısından yüksek risk altındadırlar.
Benzer şekilde yapışıklıkların histeroskopik olarak açıldığı hastalar hamile kaldıklarında, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde rahmin kendiliğinde yırtılması (uterin rüptür) olgularına da rastlandığından bu hastaların gebelik takipleri özenli şekilde yapılmalı ve rüptür açısıdan uyanık olunmalıdır.
TEDAVİNİN SONUÇLARI NASILDIR?
Histeroskopik sineşi açılması sonrası başarı şansının önceden kestirilmesi neredeyse olanaksızdır. Rahimin içini döşeyen endometrium 3 ayrı tabakadan oluşmuştur. En üstteki tabaka her adet döneminde kalınlaşan ve gebelik oluşmadığında dökülerek adet kanaması ile birlikte dışarı atılan tabakadır. En altta bulunan bazalis tabakası ile dökülen endometriumun yeniden kalınlaşmasını sağlayan bir çeşit rezervuar olarak işlev görür. Bazalis tabakasının altında ise rahimin kas tabakası olan myometrium bulunur. Eğer yapışıklıklar bazalis tabakasında durum daha umutludur. Yapışıklıklar açıldığında var olan bazalis tabakası işlev görmeye başlayacak, östrojen hormonunun etkisi ile çoğalarak fonksiyonel üst tabakanın oluşmasına olanak sağlayacaktır. Ancak eğer bazalis tabakası rahim içinde çok az miktarda kaldıysa ve yapışıklıklar asıl olarak kas dokuları arasındaysa bu durumda aktif işlevsel bir endometrium tabakasının oluşması çok uzak bir olasılıktır ve tedavinin başarısız olması daha sık karşılaşılan bir sonuçtur.
Tedavinin başarısını değerledirmek için 1-2 ay sonra rahim filminin yeniden çekilmesi uygun olur.
Kürtaja bağlı Asherman sendromu gelişen olgularda tedavinin başarılı olma şansı %60-90 arasında yken tüb erküloza bağlı olgularda bu oran çok daha düşüktür.